
Baştan uyarayım, şimdiye kadar yazdığım belki de en uzun yazı olacak😊 Tüm yıl kafam hep işle meşgul olduğu için uzun zamandır pek bir şey yazamadım ve şimdi tüm yılın yansımasını yapmak istedim. Sonlara kadar okuyan çok az kişi olacağını düşünerek arada kaynamasını istemiyorum; fotoğraftaki ‘Believe’ kupasıyla beni bugün çok mutlu eden @demetkulac ‘a , fotoğrafı çeken @ikozturk abime ve bu yazıyı yazmamda ilham olan dostum @calexwilliams ‘a teşekkür ediyorum💙
@calexwilliams her senenin sonunda, çoğunuza çok da cazip gelmeyebilecek bir yeni yıl rutini uyguluyor. Biten yılın hatırlanası anılarını ölümsüzleştirdiği bir kişisel haber bülteni hazırlıyor ve bu haber bültenini sevdikleriyle paylaşıyor. İnsanlarla bağ kurmanın harika bir yolu değil mi?
Böyle güzel bir rutin oluşturabilir miyim bilmiyorum (muhtemelen yapamam🙈) ama yazmak ve yaşadıklarımın yansımasını sizlerle paylaşmak, hayatım boyunca hiç bir zaman bir araya gelme şansımın olmadığı, veya tanışık olduğum ama kendimi anlatma fırsatı bulamadığım bir çok insanla çok güçlü bağlar kurmamı sağladı. Daha önce de söylemiştim, paylaştığım içeriklerin tamamı daha sonra kendi tüketimim için aslında; bir anlamda kendime gönderdiğim bir zaman kapsülü gibi, geçmişteki halimin ve düşüncelerimin bugün daha iyi olmama yardımcı olmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra, benim gibi sosyal hayatta kalabalıkları çok sevmeyen bir kişi için benliğimin daha büyük bir bölümünü daha geniş bir kitleyle paylaşmamı sağlıyor. Yazılarımı okuyan arkadaşlarımla bağlantı kurmayı ve nelerin onları etkilediğini veya akıllarında kaldığını duymayı seviyorum. Okurken bir “ah-ha, aynen ben de böyle hissediyorum” demeleri, görünenden daha fazla ortak yönümüz olduğunu fark etmeleri ya da paylaştıklarımın onlarda bir şeyler hissettirdiğini söylemeleri, yazdıklarımın iyileştirici etkisini katbekat artırıyor.
Neyse, sosyal medyanın yıkıcı etkisini de göze alarak, eskisi kadar sık olmasa bile yazmaya devam edeceğim. @calexwilliams ‘in yaptığı kişisel haber bülteni yazma rutini bana bu zamana kadar yapmayı ihmal ettiğim bir şeyi, geçtiğimiz yıl yaşadıklarımı – iyiyi, kötüyü ve aradaki her şeyi – düşündürdü ve duygularımı yansıtmak istiyorum. Hiç bir kişi, kurum, olay konusunda gönderme yapmayacağımı ve tamemen kendi özbenliğime yönelik bir yansıtma yapacağımı baştan söyleyeyim.
2024’ü yansıtırken odaklanabileceğim üç şey var: büyüme, küçülme ve minnettarlık.
Büyüme – Büyümeyi hem iş hem de fiziksel sağlığım için sağlamaya çalıştım. İş hayatımda inisiyatif alarak başlattığım GRIT girişimi ve araştırma faaliyetleriyle kendimi konfor alanımın dışına ittim. Bireysel çalışmaların dışına çıkarak çevremde de ilgilendiğim konularla ilgili farkındalık yaratmaya çalıştım. Sağlık konusunda ise risk grubunda bulunduğum sağlık alanlarında yılın başında kontrollerimi yaptırdım. Tutarlı bir egzersiz rutini geliştirmek için kendimi motive edecek yollar buldum; yılın ilk yarısını hareketten uzak geçirdiğim için tüm yaz boyunca hemen her gün antrenman yaptım; Eylül’den sonra ise evdeki spor alanımı düzenledim ve haftada en az 3 kere antrenman yaptım.
Küçülme – Arkadaşlıkların doğasını daha iyi anladım ve çemberimi küçülttüm. Arkadaşlık, pek çok şekilde karşımıza çıkıyor. Gençlik arkadaşlıkları genellikle biz büyüdükçe, özellikle de farklı yerlere taşındığımızda değişiyor. Bazı arkadaşlıklar yoğun, hayat değiştiren anlar sırasında daha derin bağ oluşturuyor ve ömür boyu sürebiliyor. Diğerleri ise daha durumsal; örneğin iş arkadaşlıkları veya eğlenmek için kurulan arkadaşlıklar gibi oluyor. Bu farklı türdeki arkadaşlıkların bilincinde olarak iletişimimi sürdürdüm, beklentilerimi ve duygu durumumu buna göre kontrol ettim. ‘Neden?’ psikolojisinden kurtularak her şeyi oluruna bıraktım, empati kurmaya çalıştım ve kimseyi iç dünyamda düşmanlaştırmadım. Zamana bıraktığımda fark ettim ki, kimi arkadaşlıklarım daha da güçlenmiş, kimi aynı kalmış, kimi ise sıradanlaşmış ve durumsal arkadaşlığa dönüşmüş. Yaş aldıkça, var olan sosyal çemberin daralmasının normal olduğunu, çoğu ilişkinin geçici olduğunu ve insanların hayatımıza bize bir şeyler öğretmek veya yardımcı olmak için girdiklerini anladım. Yolların ayrılmasının sorun olmadığını, bunun da hayatın doğal bir parçası olduğunu kabul ettim.
Minnettarlık – Sağlığım ve bana değerli hissettiren insanlar… Bu iki konuda hep muazzam bir minnettarlık hissettim. Sağlıklı bir yıl daha geçirdiğim için minnettarım. Ayaklarım üzerinde durmamı sağlayan bacaklarıma beni terk etmedikleri için minnettarım ve daha iyi olmaları için çalışmayı hiç bırakmayacağım. Birbirine hep destek olan çekirdek bir aileye ve hayatıma anlam katan arkadaşlara sahip olduğum için sonsuza kadar minnettarım. Travmam konusunda hep hassas davranan, yaşadıklarım konusunda empati yaptığını bana hep hissettiren dostlarıma hep minnettarım. Emeklerime karşılık veren, motivasyon ve heyecana sahip her bir öğrencime minnettarım. Çalışma hayatımda bana destek ve ilham veren çalışma arkadaşlarım ve yöneticilerime minnettarım. Bu sene de yıl içinde Türkiye’ye hiç gelmeyen üst kat komşum Alamancı aileye minnettarım😊 Bunlar gibi daha onlarca minnettar olduğum şeyi sayabilirim.