21 Ekim… Bir gün önce ikinci seçeneğimiz olan Bolu İzzet Baysal Fizik Tedavi Hastanesi’ne yattım. GATA’nın rehabilitasyon merkezi ilk tercihimizdi ama darbe sonrası tam bir belirsizlik hakim olduğundan bekleme riskini göze almadık. Hastane ararken gözardı ettiğimiz bir nokta vardı sevgili arkadaşım, sen bu noktayı kaçırma.
Hastane ararken hep üst teknolojilerin gözümüzü boyamasına izin verdik. Misal baktığımız merkezde robotik tedavi yoksa burun kıvırdık ama hiç fizyoterapist kalitesini araştırmadık. Aman dikkat et; fizik tedavi sürecinde ne teknolojik tedaviler ne de doktor… en önemlisi çalıştığın fizyoterapist… Senin gelişimini birebir takip eden, vücudunu en iyi tanıyan ve ihtiyacın olan fizik tedavi yöntemlerini sana uygulayacak olan kişiler onlar. Bu yüzden hastane seçiminde bu kritere de bakmak şart. Ben şanslıyım; her gün acılar içinde saatler boyu çalışıyorum ama bunu isteyerek yapmamı sağlayan, kendini işine adamış ve işini severek yapan bir fizyoterapistle çalışıyorum. Videonun olduğu gün fizik tedavideki ilk günümdü ve fizyoterapistimin motivasyonuyla ayağa kalktım. O an kol kuvvetiyle bile olsa ayağa kalkmam kafamdaki ‘acaba’ sorularının yarattığı tedirginliğimi kırmamda çok etkili oldu. Fizik tedavi bedensel efor kadar zihinsel motivasyonun da çok önemli olduğu bir süreç. Ben yapamam diye başladığım her hareketi ilk gün başarısız olsam bile ikinci günlerde hep yaptım. Başarısızlık hevesini kırmasın; denemekten vazgeçme. Önceden yapıyor olduğun her hareketi kasların hazır olduğu vakit yapıyor hale geleceksin. Tek yapman gereken beynine ısrarla aynı sinyalleri göndererek hareketi hatırlamasını sağlamak…