Omurilik felcini henüz yeni geçirmis kişiler ve hasta yakınları doktorların kullandığı ‘komplet’ ve ‘inkomplet’ terimleri konusunda genelde kafa karışıklığı yaşarlar. Peki nedir bu ‘komplet’ ve ‘inkomplet’ denilen terimler?

‘Komplet’ İngilizce’de ‘bütün’ ya da ‘tüm’ anlamına gelirken inkomplet ise ‘bitmemiş’ ya da ‘tam olmayan’ anlamına gelir. Her ne kadar günlük hayatın içinde inkomplet terimi çok olumlu hisler uyandırmasa da omurilik yaralanmaları konusunda inkomplet olarak adlandırılmanız komplet olmanızdan daha iyidir denilebilir çünkü komplet yaralanması olan hastalarda sinir tamamen hasar görmüş ya da kopmuşken, inkomplet hastalarda kısmi sinir yaralanmaları vardır.

Peki bu durumda inkomplet yaralanması olan bir hastanın durumunun daha iyi olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bu sorunun cevabı duruma hangi açıdan baktığımıza göre değişiklik gösterir. İnkomplet terimi bize omurilik yaralanmaları konusunda aynı anda hem çok hem de az şey anlatır. Durumun iyi olan kısmı şudur: omurilik tamamen zarar görmediği için kişinin complete yani ‘tam’ motor ve his kaybı olmayabilir ama kötü olan şey ise, üzerine yorum yapılabileceğimiz tek gerçeklik budur ve gerisi tamamen soru işaretleriyle doludur.

İnkomplet yaralanmaların bin bir türlü çeşidi vardır. Bazen o kadar hafif yaralanmalar olabilir ki kişinin omurilik yaralanması geçirdiğini belli eden hiç bir emare göremezsiniz ve gözle görülebilir hiç bir motor ve duyu kaybı yoktur. Ama tam tersi olarak da bazen yaralanma o kadar ciddidir ki kişide çok az duyu hissi olsa da durumunun komplet hastalardan hiç bir farkı yoktur.

İnkomplet Yaralanmalarla ilgili Gerçekler

Omurilik yaralanması geçirildikten sonra kas işlevlerinin geri gelme şansı az da olsa her zaman vardır. Ama bu şans inkomplet hastalarda daha mı fazladır? Belki – en azından ilk dönemlerde…

Omurilik yaralanmasıyla ilgili bilinen gerçekler şunlardır:

Tam felçle sonuçlanmayan (inkomplet) omurilik yaralanmalarının iyileşme şansı her zaman vardır. Colorado eyaletindeki tüm omurilik yaralanması vakalarıyla yapılan geniş ölçekli bir araştırma, yaralanmadan hemen sonra tam felç geçiren yedi hastadan sadece birinin hareket yetisinin gözle görülür oranda geri geldiğini göstermiştir. Ancak kazadan hemen sonra bacaklarında biraz da olsa hareket görülen her dört hastadan üçü gözle görülür bir iyileşme göstermiştir.

Omurilik yaralanması sonucu felç olan insanların yaralanma sonrasında alt bölgelerinde his olması durumunda kas kuvvetlerinde ilerleme olma şansı vardır.

Bacaklarına batırılan iğnenin keskinliğini hissedebilen, boyun bölgesi omurilik yaralanması olan her üç hastadan ikisi yürüyebilmek için gerekli olan kas kuvvetini geri kazanabilir. Ama temasları hafif şekilde hissedebilen boyun yaralanması olan her sekiz hastadan sadece birinin tekrar yürüme ihtimali vardır.

Kaslar omurilik yaralanmasından sonra ne kadar erken çalışmaya başlarsa ekstra iyileşme şansı – özellikle yürüme şansı da o kadar yükselir. Ancak araştırmacılara göre kas işlevi ilk bir kaç haftadan sonra gelen hastalarda bacaklardan daha çok kollarda iyileşme görülür.

Tekrar Yürüyebilecek miyim?

İyileşme şansım nedir?

İnkomplet yaralanması, ve hatta komplet yaralanması olan hastalar daha ne kadar iyileşme umutlarını korumalılar?

Üzgünüm ama bunun kesin ve kolay veilebilecek bir cevabı yoktur. Şurası kesindir ki, yaralanmanın üzerinden 2-3 yıl geçmişse çalışmayan kasların tekrar çalışma ihtimalleri (kesin olmasa da) düşüktür. Peki yaralanmanın üzerinden 1, 2 ya da 6 ay geçmişse? Bu durumla ilgili tahmin yürütmek de zordur ama genel olarak kabul görmüş 2 tane kural vardır.

  1. Kaslarda iyileşme görülüyorsa ve ilave olarak başka kaslardaki fonksiyonlar da geri gelmeye başlıyorsa, ilerleyen dönemlerde daha fazla ilerleme görme şansı yüksektir.
  2. Kaslarda ilerleme görme süresi ne kadar uzarsa, iyileşme görülme ihtimali de o oranda düşer.

İkilemde Kalınan Noktalar

İnkomplet yaralanmaların nispeten daha iyi olduğunu söylerken bazı çelişkilerden de bahsetmemiz gerekir.

– Geleceğe dönük plan yapma gerekliliği şüphe götürmez bir gerçekken, hiç kimsenin önümüzdeki 1 ya da 2 yıl içinde nelerle karşılaşılabileceği konusunda herhangi bir öngörüde bulunamadığı gerçeğiyle nasıl başa çıkılır?

– Harekete geçmeli ve evi yeniden organize etmeli miyim yoksa beklemeli miyim? Bir karavan mı almalıyım yoksa engelime göre dizayn edilmiş 4 kapılı bir sedan araç işimi görür mü?

– İyileşme sürecinin bana neler getireceğini görmek için beklerken normal hayatımı daha ne kadar dondurmalıyım?

– Önümüzdeki 6 ay ya da bir yıl boyunca terapime odaklanmak için işimden istifa etmeli miyim? İyileştikten sonra daha iyi olur düşüncesiyle büyük bir seyahati ya da benzeri bir etkinliği ertelemeli miyim yoksa önüme bakıp şimdi mi yapmalıyım?

Olası Öneriler

Yukarıdaki soruların yanıtını bulmak cidden kolay değildir ve maalesef inkomplet yaralanması olan insanlar bu sorulara cevap ararken daha öncelikli sorunlarla da uğraşmak zorundadırlar. Bazıları için hastanede yatma süresi kısayken, bu kişiler hastane dışı terapiye daha fazla zaman ve yatırımda bulunmak isteyebilir. Bu durumun tabi ki bir an önce eve dönmek gibi bir avantajı bulunur ama bu esnada hastanede alınabilecek tedaviyi ve omurilik yaralanması olan diğer hastalar ve alanında uzman olan doktor ve fizyoterapistlerle gerçekleştirilebilecek etkileşimleri de engelleyebilir.

Komplet omurilik yaralanması olan insanlarla kıyaslandığında, sizinle aynı türde yaralanma yaşamış ve aynı süreçlerden geçmiş insanlarla karşılaşma olasılığınız şu ana kadar çok düşük olmuştur ve muhtemelen de her zaman bu şekilde olacaktır. Kendinizi göz ardı edilmiş ve önemsenmemiş hissedebilirsiniz. Çoğu zaman rehabilitasyon programları, adaptasyon çalışmaları ya da kişiye özel hazırlanan ekipmanlar size komplet yaralanması olan hastalar için hazırlanmış gibi gelebilir. Bu durum özellikle inkomplet yaralanması hareket kabiliyetini etkileyen ama her zaman tekerlekli sandalye kullanmak zorunda olmayan ya da kolları düzgün çalışıp bacakları hareket etmeyen insanları daha çok etkiler. Daha da önemlisi kişinin sosyal sigortasıyla ilgili sorunlar yaşanabilir. Doktor muayene ücretleri, hastane masrafları ve özel terapi ücretleri komplet yaralanması olan insanların masrafları kadar pahalı olabilir ve inkomplet yaralanmanız sebebiyle iyileşme süreciniz değişiklik göstereceğinden masraflarınız sigortanın karşılayabileceği tutarları aşabilir.

Bu tür sıkıntılar yetmezmiş gibi bir de omurilik yaralanmalı insanları toplum içinde zor duruma sokan başka bir etken daha vardır. Kişinin hem kendi içinde hissettiği ya da doğrudan başkalarının söylediği haliyle kendilerini sanki hiç bir zaman üzgün, depresif ya da kızgın hissetme hakları olmadığı gibi bir durum ortaya çıkabilir. Bahsettiğimiz durumlar ne kadar kötü, yıkıcı ve sıkıntılı olursa olsun çevrenizdeki hiç kimse sizin ‘durumun daha da kötü olabileceği’ gerçeğini unutmanıza izin vermezler. Bu aslında sadece çevrenizden gelen bir mesaj değil kendi içinizde duyduğunuz şöyle bir iç ses de olabilir: “Hadi etrafına bir bak ve çevrende senin probleminden daha kötü problemlere ihtiyacı olan insanları düşün.”

Keşke bu şekilde düşünmenin kişinin içinde bulunduğu duruma bir yararı olsa. Bu aslında bir kayayla başka bir sert cisim arasına sıkışmak gibi bir şey. Kendinizi kötü hissettiğiniz her seferde aslında durumun daha da kötü olabileceği gerçeği size devamlı hatırlatılır. Tam tersine kendinizi iyi hissettiğinizde ve hayatınıza bir farklılık katarak devam etmek istediğinizde de sabırlı olup beklemeniz söylenir… Eğer bekleyip görmeyi tercih etmişseniz ve bir başkası bekleyerek çok zaman harcadığınızı düşünüyorsa işinize gücünüze bakıp hayatı olduğu gibi yaşamanız istenir. Yani hem komplet hem de inkomplet omurilik yaralanması olan kişilere durumun çok daha kötü olabileceğini hatırlatacak birileri mutlaka olacaktır

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Her nasıl hissetmek isterseniz dolu dolu o şekilde hissedin. Başkalarının size anlattığı daha kötü vakaları kendinize referans alarak hayatınızın daha da kötü ve karmakarışık olmamasına minnettar olmak zorunda değilsiniz. Kaybettiklerinizle ilgili düşünmeniz size kendinizi suçlu ve eksik hissettirmesin. Ama bunu yaparken aynı zamanda da her şeyin daha da iyi olacağına inanın.

Tedavinizle alakalı çok fazla ilerleme de olsa, ufak miktarlarda iyileşme de olsa şu kesin ki her şey daha kolay olacak. “Bekleyip görelim” ve “hayatı akışına bırak” mottoları arasında bir denge oluşturmaya çalışın. Başaracaksınız ama hemen yarın değil, biraz sabırlı olun. Ancak sabırlı olurken hayatınızı bekleme moduna almayın. Etrafınızdaki insanlara -terapistinize, arkadaşlarınıza ya da ailenizle neler yapabileceğiniz konusunda fikir alışverişi yapın.

Şunu unutmayın ki ne kadar iyileşirseniz iyileşin hayatınız bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Önlem alıp sakınmanız gereken problemleriniz ve hayatınızda uyum göstermeniz gereken değişimler mutlaka olacak. Ancak doğru bir planlamayla bu değişikliklerin olumsuz etkilerinden kendinizi sakınabilirsiniz.

Komplet ya da değil – omurilik yaralanması olan insanların bir çoğu mücadele ederler. Dahası bir çoğu da hayatlarından memnundur. Yıllar önce yapılan bir araştırma solunum makinesine bağlı olarak yaşamlarını sürdüren tetrapleji (boyundan aşağısı felç) hastalarının bile mutlu bir yaşam sürdürebildiklerini göstermiştir. Araştırmaya göre felçli olan her 100 hastanın 90’ı hayatta oldukları için mutlu olduklarını, 85’i de yaşam kalitelerinin en azından ortalamanın üzerinde olduğunu belirtmiştir. Sizin de bu çoğunluğun içinde olmamanız için hiç bir neden yok.

 

  • Bu makale aşağıda linki paylaşılan websitesinden alınarak tarafımdan Türkçe’ye çevirilmiştir.
  • This article was translated from the original article given in the link below.

       Tıkla