Umut herhangi bir hastalıkla uğraşan için en önemli motivasyon aracıdır. Yaşayan bilir, en küçük bir umut ışığı dahi insana mücadele etmesi için büyük bir güç verir. Bu yüzden felç kalındığında hiç bir doktor kesin konuşmaz ama ihtimal düşük olduğundan umut da vermek istemezler. Kişi kendi seçimleriyle baş başa kalmıştır. Ya umudunu hiç yitirmeyecek ve direneceksindir ya da umutsuzluğu tercih edecek ve mücadele etmeyecek.

Gördüğünüz fotoğrafı arşivimi karıştırırken buldum-hastanedeki ilk günlerimden… ve bana ilk umut dolduğum zamanları hatırlattı… Yatağımda korku içinde yatarken Berna hemşire bana ‘yüzde bir Deniz’in haber küpürünü getirmişti umut olsun diye. O ana kadar moralim çok bozuktu çünkü bana güç verecek hiç bir şey bulamamıştım internette yaptığım aramalarda. Atatürk havaalanı bombalamasında yaralanan Deniz’le yaralanmalarımız farklıydı, o beyinden bense omurilikten hasar almıştık ama olmaz denileni başarmış ve hayatta kalmıştı Deniz. Bu yüzden sarıldım onun hikayesine ve o haber küpürünü hep baş ucumda görebileceğim bir yerde sakladım. Deniz şimdi nerdedir, ne yapar bilmiyorum ama gören-bilen-tanıyan varsa benden selam söyleyin Deniz’e. Azminin ve yaşam mücadelesinin benim yoluma ışık tuttuğunu bilsin isterim.